top of page

Yapay Zekâ Teknolojilerinin Hukuki Görünümü: Türkiye'de Düzenleme, Ceza Sorumluluğu ve Fikri Mülkiyet Alanındaki Üç Ana Gündem

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Mete ŞAHİN
    Av. Mete ŞAHİN
  • 16 Kas
  • 10 dakikada okunur
Ankara'da avukat Mete Şahin, ofisinde yapay zekâ düzenlemeleri, ceza sorumluluğu ve fikri mülkiyet alanındaki hukuki gelişmeleri dizüstü bilgisayarında incelerken

1. Giriş: Türkiye'nin Yapay Zekâ Düzenlemesinde Önleyici Tutumu



1.1. Düzenleme Zorunluluğu: Neden Yapay Zekâ Çok Direkli Bir Hukuki Strateji Gerektiriyor?


Yapay Zekâ teknolojilerinin iletişim altyapısından e-ticarete, kamu hizmetlerinden eğitim sektörüne kadar her alanda etkisini artırması, Türkiye'yi ileriye dönük (proaktif) bir düzenleme stratejisi izlemeye zorlamıştır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Kişisel Verilerin Korunması Kurumu başkanları, bu gelişimde hem fırsatlar hem de tehditler bulunduğuna dikkat çekmiştir. Temel yönetimsel amaç, bu teknolojilerin insan onurunu ve temel hakları gözeterek kullanılması için hesaplama yöntemlerinin (algoritmaların) denetlenebilirliğine, veri güvenliği standartlarına ve etik kullanım ilkelerine odaklanan düzenlemeler hazırlamaktadır.


Bu stratejinin temelinde küresel uyum yatmaktadır. BTK ve Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, Türkiye'nin Yapay Zekâ politikalarının, yerli girişimleri teşvik ederken aynı zamanda Avrupa Birliği ile uyumlu bir yapıda gelişmesini hedeflemektedir. Düzenlemenin sadece denetleyici değil, aynı zamanda yenilikçiliği (inovasyonu) destekleyici bir rol üstlenmesi amaçlanmıştır. Avrupa Birliği ile uyuma verilen bu stratejik önem, yüksek standartların sadece koruyucu bir amaç taşımadığını, aynı zamanda Türkiye'nin Yapay Zekâ ekosistemini küresel pazarda güvenilir ve rekabetçi kılacak bir faktör olarak görüldüğünü göstermektedir.


1.2. Yasama Yol Haritası ve Kapsam Genişlemesi


Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulan Yapay Zekâ Kanun Teklifleri (taslaklar), bu çok boyutlu yaklaşımın somut çıktısıdır. (Bu düzenlemeler henüz kanunlaşmamış olup, tasarı aşamasındadır.) Teklif, Yapay Zekâ tarafından üretilen içeriklerin etik ve güvenli olup olmadığının denetimini zorunlu kılmaktadır.


Yeni yasal düzenleme kapsam olarak geniş tutulmuş olup, mevcut mevzuatta değişiklik yapılmasını gerektirmektedir. Özellikle Türk Ceza Kanunu ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda yapılacak düzenlemelerle, veri setlerinin kötü amaçlarla kullanımı “veri güvenliği ihlali” olarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır ve ağır yaptırımlar getirilmesi hedeflenmektedir. Bu, Yapay Zekâ ile işlenen hakaret veya kamu güvenliğini tehdit eden suçlarda hem kullanıcıların hem de geliştiricilerin sorumlu tutulacağı anlamına gelmektedir.



2.Düzenleme Mimarisi ve Yüksek Riskli Uyumluluk (Müstakbel Yapay Zekâ Yasası)


Bu bölüm, Yapay Zekâ Kanun Teklifi'nin getirdiği önleyici, ileriye dönük uyum zorunluluklarını ve ekonomik yaptırım modelini incelemektedir.


2.1. Yapay Zekâ Güvenliği ve Etik Düzenlemesi Kanun Teklifi'nin Analizi: Sorumluluk ve Kapsam


Kanun Teklifi, sadece son kullanıcıları değil, Yapay Zekâ yaşam döngüsündeki tüm aktörleri sorumlu tutarak kapsamlı bir hesap verebilirlik çerçevesi oluşturmayı amaçlamaktadır. Teklif kapsamında, "Yapay Zekâ İşleticileri (Operatörleri)" tanımı; sağlayıcıları (geliştiricileri), dağıtıcıları, kullanıcıları, ithalatçıları ve satıcıları (distribütörleri) içermektedir.


En önemli düzenlemelerden biri, Yapay Zekâ tarafından işlenen suçlarda (örneğin hakaret veya kamu güvenliğini tehdit eden eylemler) yalnızca kullanıcıların değil, aynı zamanda geliştiricilerin de sorumlu tutulması yönünde bir sorumluluk çerçevesi kurmayı hedeflemektedir. Geliştiricilerin bu potansiyel cezai sorumluluğu, onları Yapay Zekâ modellerini tasarlarken "Etik Temelli Tasarım" ilkelerini benimsemeye zorlamaktadır. Geliştiriciler, kendi yasal risklerini en aza indirmek (minimize etmek) için modelin temel mimarisine, kötüye kullanım önleme mekanizmaları, içerik filtreleme ve denetim izleri gibi teknik önlemleri entegre etmek zorunda kalacaktır. Bu, uyum odağını basit yasal takipten, riskleri önceden azaltmaya yönelik teknolojik çözümlere kaydırmaktadır.


2.2. Zorunlu Risk Yönetimi ve Sürekli İzleme Mekanizmaları


Teklif, Yapay Zekâ sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanımı sırasında karşılaşılabilecek risklerin tespit edilmesi, değerlendirilmesi ve en aza indirilmesi (minimize edilmesinin) gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu süreç, üç aşamalı bir risk değerlendirmesi gerektirir:


  1. Olası Tehlikelerin Belirlenmesi: Tıbbi teşhis sistemleri, sürücüsüz araçlar ve adalet sistemleri gibi kritik alanlarda ortaya çıkabilecek risklerin saptanması.


  2. Gerçekleşme Olasılıklarının Belirlenmesi: Tehlikelerin hangi koşullar altında ve ne sıklıkta gerçekleşebileceğinin analizi.


  3. Değerlendirme ve En Aza İndirme: Tehlikelerin etkilerinin değerlendirilmesi ve azaltılması için önlemlerin belirlenmesi.


Yüksek riskli sistemler için özel güvenlik önlemleri, denetim makamlarına kayıt zorunluluğu, uygunluk değerlendirmesi ve sürekli izleme mekanizmalarının oluşturulması öngörülmektedir. Denetim makamlarına, uyum denetimi yapma, ihlalleri tespit etme, bilgi ve belge talep etme ve yaptırım uygulama yetkileri verilmektedir. Sürekli izleme gerekliliği, geleneksel anlık denetim modelinden ziyade, gerçek zamanlı risk tespiti ve müdahale kapasitesi gerektiren akış tabanlı bir denetim modeline geçilmesi gerektiğini işaret etmektedir.


2.3. Uygulama ve Caydırıcılık: İdari Yaptırımlar ve Ekonomik Sorumluluk


Kanun Teklifi, ihlallerin ciddiyetine göre belirlenen, gelir (ciro) üzerinden hesaplanan cezai yaptırımlar öngörmektedir. Bu ceza yapısı, ihlallerin toplum güvenliği, mahremiyeti ve adaleti açısından taşıdığı risklere göre belirlenmiştir.


Tablo 2.1: Taslak Türkiye Yapay Zekâ Yasası Kapsamında Öngörülen İdari Yaptırımlar

İhlal Türü

Maksimum İdari Para Cezası

Risk Odağı

Yasaklanan Yapay Zekâ Uygulamalarının Kullanımı

35 Milyon TL veya Yıllık Gelirin %7’si

Güvenlik, kamu emniyeti ve temel haklara yönelik yüksek risk.

İşletici Yükümlülüklerinin İhlali (Örn: Risk Yönetimi, Denetim Gereklilikleri)

15 Milyon TL veya Yıllık Gelirin %3’ü

Zorunlu güvenlik ve gözetim prosedürlerine uyulmaması.

Yanlış veya Eksik Bilgi Sağlanması

7.5 Milyon TL veya Yıllık Gelirin %1,5’i

Düzenleme ve gözetim faaliyetlerinin engellenmesi.

Cezaların yıllık gelir üzerinden yüzdelik dilimlerle belirlenmesi, Türkiye'nin Yapay Zekâ düzenlemesini Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Avrupa Birliği'nin Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) gibi küresel standartlarla uyumlu hale getirmektedir. Bu yapı, cezaların özellikle büyük uluslararası teknoloji şirketleri için ekonomik olarak caydırıcı olmasını sağlamakta, uyumu sadece operasyonel bir maliyet olmaktan çıkarıp, üst yönetimin finansal bir riski haline getirmektedir.



3. Derin Kurgu Tehdidi—Ceza Sorumluluğu ve Veri Koruması (Türk Ceza Kanunu & Kişisel Verilerin Korunması Kanunu)


Bu bölüm, Yapay Zekâ'nın kötü niyetli uygulamaları (Deepfake - Derin Kurgu) özelinde mevcut Türk Ceza Kanunu ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu mevzuatının nasıl uygulandığını ve yeni teknolojik çözümleri analiz etmektedir.


3.1. Derin Kurgu (Deepfake) Teknolojisi ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Hassas Veri Sınıflandırması


Derin Kurgu, Yapay Zekâ teknikleri kullanılarak insanların yüz, hareket ve sesini gerçeğe uygun şekilde taklit eden veya değiştiren içerikler üretir. Bu teknoloji, finansal dolandırıcılıktan, dijital zorbalığa ve manipülasyona kadar geniş bir tehdit yelpazesi oluşturmaktadır.


Türkiye'de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında, ses ve görüntü gibi kişiye özgü fiziksel veriler (biyometrik veriler) "özel nitelikli kişisel veri" (hassas kişisel veri) olarak sınıflandırılmıştır. Bu tür verilerin işlenmesi, kanunlarda açıkça öngörülen haller dışında yalnızca ilgili kişinin açık rızası alınarak mümkündür. Ayrıca, veri sorumlusu olan kurumların bu verilerin güvenliği için yeterli teknik ve idari tedbirleri alması zorunludur.


Derin Kurgu, kullanıcıların başlangıçta verdikleri rıza (örneğin sosyal medyada paylaşım) ile verilerin sonradan yetkisiz ve kötü niyetli manipülasyonu arasında ciddi bir hukuki çatışma yaratmaktadır. Elde edilen sahte içeriğin veri sahibinin rızası olmaksızın oluşturulması, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun hukuka uygunluk ve veri minimizasyonu ilkelerini temelden ihlal etmektedir.


3.2. Kişisel Verilerin Korunması Kurumu ve Kurumsal Mukabele: Sahte İçerik Önleme Yazılımlarının Rolü


Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, derin kurgu tehditlerine karşı hem bireysel hem de kurumsal düzeyde önlemler alınmasını önermektedir. Kurumlar, dijital saldırılara karşı savunma yöntemleri geliştirmeli ve merkezi raporlama birimleri oluşturmalıdır.


Özellikle siber güvenlik şirketlerinin ve içerik sağlayıcı platformların, derin kurgu ile karakter ya da kimlik hırsızlığının engellenmesini sağlayacak sahte içerik önleme (anti-deepfake) yazılımlarının geliştirilmesi ve aktif olarak kullanılması önemle tavsiye edilmektedir. Ayrıca, derin kurgu içeriklerini orijinal içeriklerden ayırmak için referans olabilecek veri tabanlarının oluşturulması da önerilmiştir.


Bu teknolojik çözüm önerisi, aslında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun "yeterli teknik ve idari tedbirler" alma zorunluluğunu somutlaştırmaktadır. Düzenleyici kurumun bizzat teknolojik savunma mekanizmalarını önermesi, derin kurgu tespiti ve doğrulaması için Yapay Zekâ destekli sistemlerin konuşlandırılmasını, yüksek riskli özel nitelikli kişisel verileri işleyen veri sorumluları için hukuki bir yükümlülük katmanı haline getirmektedir.


3.3. Türk Ceza Hukukunda Derin Kurgu Uygulamaları (Türk Ceza Kanunu 5237)


Derin Kurgu ile üretilen sahte içerikler, Anayasa'nın 17. maddesinde korunan kişinin dokunulmazlığı ve manevi varlığına ve 20. maddesinde korunan özel hayatın gizliliğine doğrudan saldırı teşkil etmektedir.


Türk Ceza Kanunu, derin kurgunun bir araç olarak kullanıldığı durumlarda çeşitli suç tiplerini devreye sokmaktadır. En yüksek cezai yaptırımlara sahip uygulamalardan biri, Yapay Zekâ ses klonlama veya video sentezleme yoluyla gerçekleştirilen finansal aldatmacadır (Örn: CEO dolandırıcılığı). Bu eylemler, Türk Ceza Kanunu 158. maddede düzenlenen Nitelikli Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenen hali (Türk Ceza Kanunu 158/1-f) kapsamına girmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihatları, bilişim sistemlerinin bu tür suçlarda araç olarak kullanılmasının, cezayı artıran bir nitelikli hal olduğunu teyit etmektedir.


Diğer hukuki sonuçlar ise şunlardır:

  • Hakaret (Türk Ceza Kanunu m. 125): Kişinin şeref, onur ve saygınlığına yönelik saldırılar.


  • Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Yayılması (Türk Ceza Kanunu m. 136): Manipüle edilmiş kişiye özgü fiziksel verilerin (biyometrik verilerin) rıza dışı yayınlanması.


  • Müstehcenlik Suçu (Türk Ceza Kanunu m. 226/3): Eğer derin kurgu içerikler, çocukları veya çocuk gibi görünen kişileri içeriyorsa, bu içeriğin sadece üretilmesi bile yayılmasına gerek kalmaksızın ağır cezai yaptırımlara tabidir.


Tablo 3.1: Derin Kurgu Teknolojisi ve Uygulanabilir Türk Ceza Kanunu Maddeleri

Kanun Maddesi

Suç Tipi

Derin Kurgu Uygulama Bağlamı

TCK m. 125

Hakaret

Bir bireyin şeref ve haysiyetine zarar veren sahte içeriğin oluşturulması/yayılması.

TCK m. 136

Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Yayılması

Kişiye özgü verilerin (yüz, ses) rıza olmaksızın manipüle edilip yayınlanması.

Nitelikli Dolandırıcılık (Bilişim Sistemleri)

Yapay Zekâ ses klonlama ile finansal çıkar sağlamak veya sanal kimlik hırsızlığı yapmak.

TCK m. 217/A

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma

Yapay Zekâ ile üretilmiş sahte haber/video ile halk arasında korku veya panik yaratmak.

TCK m. 226/3

Müstehcenlik (Çocuk İçeriklerinde)

Derin kurgu teknolojisi kullanılarak çocuk istismarı görüntülerinin üretilmesi (üretimin kendisi suçtur).



4. İçerik Oluşturma ve Atıf Çatışmaları (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu & Dezenformasyon)


Bu bölüm, Yapay Zekâ'nın yaratıcı çıktılarının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu karşısındaki belirsizliğini ve dijital yanlış bilginin (dezenformasyonun) cezalandırılmasındaki zorlukları ele almaktadır.


4.1. Yapay Zekâ Eserlerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 5846 Karşısındaki Durumu


Türkiye'de fikri mülkiyet hukuku, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile düzenlenir. Kanun, bir ürünün koruma görebilmesi için sahibinin özgünlüğünü (hususiyetini/orijinalliğini) taşıması ve insan tarafından yaratılmış olması şartını koşar. Yapay Zekâ'nın hukuken kişilik (hak ehliyeti) sahibi sayılamaması nedeniyle, Yapay Zekâ tarafından otomatik (otonom) olarak üretilen çıktıların mevcut yasal çerçevede nasıl değerlendirileceği belirsizliğini korumaktadır.


Bu durum, Yapay Zekâ ile üretilen eser sahipliği konusunda üç temel hukuki görüşün ortaya çıkmasına neden olmuştur: Yapay Zekâ’nın eser sahibi olması (genellikle kabul görmemektedir), yazılımı tasarlayan programcının/kurumun sahibi olması, ya da Yapay Zekâ’yı kullanan kişinin sahibi olması.


Mevcut yasal statü, insana ait bir özgünlük (hususiyet) taşımayan salt Yapay Zekâ çıktılarının fikri mülkiyet korumasından yararlanamama ve dolayısıyla bu eserin kamu malı (public domain) sayılması riski doğmaktadır; doktrinde önemli bir kesim bu yönde değerlendirme yapmaktadır. Bu, Yapay Zekâ teknolojisinin ticari açıdan değerli yaratıcı çıktılar üretmesine rağmen, mevcut hukuk sisteminin bu çıktıları koruyamaması nedeniyle bir tür fikri mülkiyet zayıflamasına yol açmaktadır.


4.2. Sözleşmesel Korumanın Merkezi Rolü: Lisans Hükümleri


Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun yetersiz kaldığı bu alanda, Yapay Zekâ modelinin lisans koşulları, üretilen çıktının sahipliğinin belirlenmesinde kilit rol oynamaktadır. Bir Yapay Zekâ çıktısının sahipliğini değerlendirmek için, sadece Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümleri yeterli olmamakta; çıktıyı üretmek için kullanılan Yapay Zekâ modelinin (açık kaynak veya özel) lisans koşulları da incelenmelidir. Özellikle ticari kullanım açısından, lisansların, çıktının kime ait olacağını ve hangi koşullarda kullanılabileceğini netleştirmesi zorunludur.


Tablo 4.1: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 5846 ve Yapay Zekâ Üretimi Eserlerde Mülkiyet Çatışması

Hukuki Kavram

FSEK 5846 Gerekliliği

Yapay Zekâ Üretimi ile Çatışma Noktası

Eser Tanımı

Sahibinin "özgünlüğünü" (hususiyetini) taşımalıdır.

Yapay Zekâ çıktısının insan iradesi veya bilinci eksikliği nedeniyle "özgünlük" şartını sağlamaması.

Sahiplik (Müelliflik)

Yalnızca gerçek veya tüzel kişiler "hak ehliyetine" sahiptir.

Yapay Zekâ sistemleri yasal olarak yazar kabul edilemez.

Pratik Çözüm

Lisans Koşulları

Yasal boşluk nedeniyle, ticari haklar büyük ölçüde kullanılan Yapay Zekâ modelinin sözleşmesel hükümlerine dayanır.


4.3. Dijital Yanlış Bilginin (Dezenformasyonun) Kontrolü: Türk Ceza Kanunu 217/A


Türk Ceza Kanunu'na 2022 yılında eklenen "Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu" (Türk Ceza Kanunu m. 217/A), yanlış bilgi (dezenformasyon) ile mücadele kapsamında ihdas edilmiştir. Bu suç, halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla (özel kastıyla) yanıltıcı bilgiyi alenen yaymayı cezalandırmaktadır. Yapay Zekâ teknolojisi (özellikle derin kurgu), gerçeğe yakın sahte içeriklerin kitlesel ve hızlı üretimini mümkün kılarak bu suçun işlenmesinde merkezi bir araç haline gelmektedir.


Ancak Yargıtay içtihatları, bu suçun oluşumu için özel kastın (amacın) varlığını şart koşmaktadır. Örneğin, bir sanığın yanıltıcı bilgiyi yayımladıktan sonra hatasını fark ederek derhal düzeltme yapması ve özür dilemesi durumunda, halk arasında panik yaratma amacıyla hareket etmediği gerekçesiyle beraat kararı verilebilmektedir.


Bu durum, hukukun son çare (ultima ratio) ilkesini ve ifade özgürlüğünü koruma çabasını yansıtmaktadır. Fakat bu hukuki gereklilik (bireysel kastın ispatı), Yapay Zekâ'nın hesaplama yöntemleriyle (algoritmik olarak), izi zor sürülen sahte hesaplar aracılığıyla yüksek hız ve ölçekte dezenformasyon yayma yeteneği ile çelişmektedir. Bireysel, insan failin spesifik kötü niyetinin ispatlanması zorluğu, Türk Ceza Kanunu 217/A'nın otomatik Yapay Zekâ tehditlerine karşı etkinliğini sınırlayabilir.


4.4. Ticari Reklamlarda Yapay Zekâ İçeriğinin Düzenlenmesi


Yapay Zekâ, ticari reklamlarda da kullanılmaya başlanmış ve Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Reklam Kurulu, Yapay Zekâ kullanılarak oluşturulan reklamları ilk kez incelemeye almıştır. Kurul, Yapay Zekâ uygulamaları tarafından oluşturulan, rakip ürünlere göre üstünlük algısı yaratan ve nesnel araştırmaya dayanmayan tanıtımlara idari yaptırımlar uygulamıştır. Bu, mevcut tüketiciyi koruma mevzuatının, içeriğin üretim biçiminden bağımsız olarak, objektiflik ve dürüstlük standartlarını Yapay Zekâ üretimi ticari içeriklere de uyguladığını göstermektedir.



5. Sonuçlar ve Hukuki Yol Haritası



5.1. Bilişim Hukuku İhtilaflarında Avukat Desteğinin Önemi


Yapay Zekâ, mevcut davalara dâhil oldukça hukuki süreçler teknik olarak karmaşık hale gelmektedir. Bir Yapay Zekâ sisteminin sorumluluk doğurup doğurmadığı, bir derin kurgu içeriğin suç teşkil edip etmediği veya üretilen bir tasarımın telif hakkı taşıyıp taşımadığı gibi sorular, sadece kanun maddesi bilgisiyle çözümlenemez; aynı zamanda adli bilişim (dijital delil bilimi) ve yazılım mühendisliği bilgisi de gerektirir.


Bu tür teknik ve hukuki ihtilafların doğru yönetilmesi, müvekkillerin haklarını koruması ve potansiyel cezai yaptırımlardan kaçınması için hayati öneme sahiptir. Özellikle Yapay Zekâ teknolojisinin hukuki sonuçları konusunda uzmanlaşmış bir Ankara Avukat desteği almak, sürecin başından itibaren risk değerlendirmesinin yapılmasını sağlar. Ankara ve çevresindeki yerel mahkeme pratiklerine ve teknolojiye dayalı davalardaki güncel Yargıtay kararlarına hakim bir Yenimahalle Avukat ile çalışmak, ceza ve tazminat davalarınızda lehinize sonuç alma ihtimalinizi önemli ölçüde artıracaktır.


5.2. Proaktif Hukuki Strateji Önerileri


Teknoloji işleticileri ve kullanıcıları için aşağıdaki stratejik adımlar önerilmektedir

:

  1. Düzenlemeye Uyum: Yüksek riskli Yapay Zekâ sistemleri geliştiren veya kullanan işleticiler, önerilen ağır idari para cezalarını bertaraf etmek için Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu risk yönetimi ve değerlendirme çerçevelerini derhal uygulamalıdır. Sürekli denetim gerekliliğine hazırlık olarak şeffaf ve izlenebilir sistem mimarileri zorunlu hale getirilmelidir.


  2. Fikri Mülkiyet Riskini Yönetme: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu reformu gerçekleşene kadar, ticari amaçlı Yapay Zekâ içerik üretiminde yalnızca geleneksel telif hakkı korumasına güvenmek yerine, üretilen çıktılar üzerinde sahipliği ve kullanım şartlarını netleştiren güçlü ve detaylı Yapay Zekâ model lisansları ve sözleşmesel güvenceler esas alınmalıdır.


  3. Savunma Teknolojisi Zorunluluğu: Hassas kişisel verileri işleyen kurumlar, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında veri risklerini azaltmak ve potansiyel Türk Ceza Kanunu sorumluluklarından (dolandırıcılık, veri yayma) kaçınmak için sahte içerik tespit (anti-deepfake) teknolojilerini gerekli bir idari tedbir olarak kabul etmeli ve etkin bir şekilde kullanmalıdır.


Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


1. Yapay Zekâ Suç İşlerse Kim Sorumlu Olur?


Türkiye’deki yasa teklifi, Yapay Zekâ tarafından işlenen suçlarda (hakaret veya kamu güvenliğini tehdit eden eylemler gibi) hem Yapay Zekâ'nın kullanıcısının hem de geliştiricisinin sorumlu tutulması yönünde bir çerçeve öngörmektedir. Geliştiricilerin, sistemlerini etik ve güvenli tasarlama yükümlülükleri bulunmaktadır.


2. Derin Kurgu (Deepfake) Suçları Nasıl Cezalandırılır?


Derin kurgu (Deepfake) ile üretilen sahte içerikler, amacına bağlı olarak Türk Ceza Kanunu’nda farklı suçları oluşturabilir. En yaygınları; bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı Nitelikli Dolandırıcılık (Türk Ceza Kanunu 158/1-f) ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Yayılması (Türk Ceza Kanunu 136) suçlarıdır. Özellikle çocukların veya çocuk gibi görünen kişilerin görüntüsünün üretilmesi, daha ağır cezai yaptırımları olan Müstehcenlik suçu kapsamına girer.


3. Yapay Zekâ'nın Ürettiği Eserin Telif Hakkı Kime Ait Olur?


Mevcut Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca bir eserin korunması için insan tarafından yaratılmış olması ve sahibinin özgünlüğünü (hususiyetini) taşıması şarttır. Yapay Zekâ'nın hukuken yazar kabul edilememesi nedeniyle, tamamen Yapay Zekâ tarafından üretilen bir eserin telif hakkı koruması belirsizdir ve bu eserin kamu malı (public domain) sayılması riski doğar. Sahiplik şu anda büyük ölçüde Yapay Zekâ modelinin lisans sözleşmesine bağlıdır.


4. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Açısından Yapay Zekâ'ya Veri Sağlamak Riskli midir?


Evet, özellikle ses ve yüz görüntüleri gibi özel nitelikli kişisel veriler (hassas veriler) Yapay Zekâ sistemlerinde kullanılıyorsa, veri ihlali durumunda kimliğinizin geri dönülemez şekilde tehlikeye girmesi riski yüksektir. Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, veri sorumlularının bu riski ortadan kaldırmak için en üst düzeyde teknik güvenlik önlemlerini almasını zorunlu tutar.


5. Yapay Zekâ ile İlgili Hukuki Bir Sorun Yaşarsam Ne Yapmalıyım?


Yapay Zekâ sistemlerinden kaynaklanan yetkisiz işlem, dolandırıcılık veya veri ihlali durumlarında öncelikle derhal ilgili kuruma şikâyet ve adli makamlara suç duyurusunda bulunulmalıdır. Sürecin teknik incelemeler gerektirmesi nedeniyle, Yapay Zekâ ve Bilişim Hukuku alanında uzman, yerel mahkeme pratiğini bilen bir Ankara Avukat tarafından hukuki destek alınması, hak kaybını önlemek için kritik öneme sahiptir.


Yasal Uyarı: Bu web sitesinde yer alan bilgiler, yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Bu sitedeki bilgilerin kullanımı, hiçbir şekilde avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. İçerikte yer alan bilgilere dayanarak hareket etmeden önce, özel hukuki durumunuzla ilgili olarak mutlaka bu alanda çalışan bir avukata danışmanız tavsiye edilir.

Yorumlar


bottom of page