top of page

Anlaşmalı Boşanma Davası: 2025 Güncel Şartları, Protokol Hazırlama ve Emsal Yargıtay Kararları

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Mete ŞAHİN
    Av. Mete ŞAHİN
  • 9 Kas
  • 13 dakikada okunur
Ankara, Yenimahalle'de bir avukat tarafından hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolü ve adalet terazisi.

Giriş: Anlaşmalı Boşanma Nedir? (Türk Medeni Kanunu m. 166/3)


Anlaşmalı boşanma, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 166. maddesinin 3. fıkrasında (TMK m. 166/3) düzenlenen, özel bir boşanma davası türüdür. Bu kurumun hukuki temeli, "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" olgusuna dayanır.

Ancak, çekişmeli boşanma davalarının aksine, anlaşmalı boşanma davasında tarafların "kimin kusurlu olduğu" veya evlilik birliğini sarsan özel olayların (örneğin zina, terk, hayata kast vb.) ne olduğu araştırılmaz. Kanun koyucu, tarafların boşanmanın kendisi ve boşanmanın tüm sonuçları (nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı) üzerinde tam bir mutabakata varmış olmalarını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair kesin bir karine (faraziye) olarak kabul etmiştir.


Bu makalenin amacı, anlaşmalı boşanma sürecinin hukuki dinamiklerini, güncel mevzuat ve Yargıtay içtihatları ışığında, akademik bir dille analiz etmek ve kamuoyunu aydınlatmaktır.


Sunulan bu hukuki analizler, genel mevzuat bilgisinin yanı sıra, Aile Hukuku davalarındaki yerel uygulamalar, özellikle Ankara Aile Mahkemeleri bünyesindeki uygulamalar ışığında edinilen mesleki tecrübelerle zenginleştirilmiştir.


Bölüm 1: Anlaşmalı Boşanma Davasının Dört Zorunlu Şartı (TMK m. 166/3)


Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için TMK m. 166/3'te sayılan dört şartın tamamının aynı anda mevcut olması gerekir. Bu şartlardan birinin dahi eksik olması, davanın çekişmeli boşanma davasına dönüşmesine veya reddedilmesine neden olur.


Şart 1: Evlilik Birliğinin En Az 1 Yıl Sürmüş Olması


Kanun, anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmüş olmasını şart koşar. Bu süre, resmi nikahın yapıldığı tarihten, davanın açıldığı tarihe kadar geçen süredir. Tarafların bu bir yıllık süre içinde fiilen birlikte yaşamış olmaları veya aynı evde bulunmaları aranmaz.


Bu şart, tarafların ani bir kararla evliliği sonlandırmasını engellemek ve boşanma iradesinin belirli bir olgunluğa erişmesi için konulmuş bir kuraldır.


Hukuki Sonuç: Eğer evlilik bir yılı doldurmamışsa, taraflar boşanmanın tüm sonuçlarında anlaşmış olsalar dahi, anlaşmalı boşanma davası açamazlar. Bu durumda açılan dava, mahkeme tarafından doğrudan reddedilmez, ancak usul ekonomisi gereği çekişmeli boşanma davasına dönüştürülür. Bu durum, tarafların hazırlıksız yakalanmasına, kusur ispatı ve delil sunma yükümlülüğü altına girmesine neden olabilir.


Şart 2: Eşlerin Mahkemeye Birlikte Başvurması veya Birinin Davasını Diğerinin Kabul Etmesi


Anlaşmalı boşanma iradesinin mahkemeye sunulması iki şekilde olabilir:


  1. Birlikte Başvuru: Eşler, ortak bir dava dilekçesi imzalayarak, "davacı-davalı" ayrımı olmaksızın, mahkemeye birlikte başvurabilirler.


  2. Bir Eşin Davasını Diğerinin Kabul Etmesi: Eşlerden biri "davacı" sıfatıyla anlaşmalı boşanma davası açar, "davalı" olan diğer eş ise ya cevap dilekçesiyle ya da duruşma sırasında sözlü olarak "davayı kabul ettiğini" ve protokol hükümlerini onayladığını beyan eder.


Şart 3: Hâkimin Tarafları Bizzat Dinlemesi


Bu, anlaşmalı boşanmanın en temel usul kurallarından biridir ve kamu düzenindendir. Taraflar, avukatlarına vekaletname vermiş olsalar dahi, duruşmaya bizzat katılmak (şahsen gelmek) zorundadırlar. Tarafların, avukatlarına "bizim yerimize duruşmaya katılarak boşanma irademizi beyan et" demesi hukuken mümkün değildir.


Hâkim, duruşmada tarafları bizzat karşısına alır ve onlara:


  • Sunulan protokolü okuyup anladıklarını,

  • Boşanma iradelerinin herhangi bir baskı, tehdit veya hile altında kalmaksızın serbestçe oluştuğunu,

  • Protokoldeki tüm maddeleri kabul edip etmediklerini, teyit etmek zorundadır.


Şart 4: Hâkimin Anlaşmayı (Protokolü) Uygun Bulması


Hâkimin rolü, tarafların sunduğu protokolü mekanik bir şekilde onaylamak değildir. Hâkim, taraflarca hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolünü incelemekle yükümlüdür.


Hâkimin Müdahale Yetkisi: Hâkim, protokolü denetlerken özellikle "tarafların ve çocukların menfaatlerini" ve "çocuğun üstün yararı" ilkesini gözetir.


Eğer hâkim, müşterek çocuk için belirlenen iştirak nafakasını çocuğun ihtiyaçlarına göre çok düşük bulursa veya velayeti almayan ebeveynle belirlenen kişisel ilişki saatlerini çocuğun eğitim düzenine aykırı (örn: okul saatine denk gelen) bulursa, protokolde değişiklik yapılmasını gerekli görebilir.

Hâkim bu durumda taraflara bu değişiklikleri önerir.


  • Taraflar, hâkimin önerdiği değişiklikleri kabul ederse, boşanmaya bu yeni haliyle karar verilir.

  • Taraflardan biri dahi hâkimin önerdiği değişikliği kabul etmezse, taraflar arasındaki "anlaşma" bozulmuş sayılır ve dava, çekişmeli boşanma davası olarak görülmeye devam eder.


Bölüm 2: Anlaşmalı Boşanma Protokolü: Hukuki Niteliği ve Kritik Unsurları


Anlaşmalı boşanma davasının temeli, tarafların ıslak imzalı olarak mahkemeye sundukları "Anlaşmalı Boşanma Protokolü" adlı belgedir. Bu belgenin hukuki niteliği ve içeriğindeki eksiklikler, gelecekte geri dönülemez hak kayıplarına yol açabilir.


1. Protokolün Hukuki Niteliği (Doktrin ve Yargıtay Görüşü Farklılığı)


Protokolün hukuki niteliği konusunda, hukuk doktrini ile Yargıtay'ın uygulaması arasında önemli bir fark bulunmaktadır.


  • Doktrin Görüşü: Hukuk akademisyenlerinin çoğunluğuna göre protokol, tarafların hâkim önünde iradelerini teyit ettikleri anda bağlayıcılık kazanan, "ahde vefa" (söze bağlılık) ilkesine tabi bir sözleşmedir. Bu görüşe göre, hâkim önünde "kabul ediyorum" diyen bir taraf, sonrasında ancak irade sakatlığı hallerini (hata, hile, korkutma) ispatlayarak bu sözleşmeyi iptal ettirebilmelidir.


  • Yargıtay Görüşü (Yerleşik İçtihat): Yargıtay ise, yıllardır istikrarlı bir şekilde, anlaşmalı boşanma protokolünün bir sözleşme olmasından ziyade, mahkeme kararına temel teşkil eden bir irade beyanı olduğunu kabul eder. Yargıtay'a göre taraflar, boşanma kararı kesinleşinceye kadar, hiçbir sebep göstermeksizin ve tek taraflı irade beyanıyla bu protokolden serbestçe dönebilirler.


  • Pratik Sonuç: Yargıtay'ın bu görüşü, tarafların verdikleri sözün, kararın kesinleştiği ana kadar hukuki bir güvencesinin olmadığını göstermektedir. Bir taraf, duruşmada "kabul ediyorum" dedikten sonra, istinaf süresi içinde "vazgeçtim" diyerek davanın çekişmeliye dönmesine neden olabilir.


2. Protokolde Bulunması Zorunlu Unsurlar (Hâkimin Mutlak Denetim Alanı)


Hâkimin bir anlaşmalı boşanma davasını karara bağlayabilmesi için tarafların mutlaka şu dört temel konuda anlaşmış olması gerekir:


a. Müşterek Çocukların Velayeti: Müşterek çocuk varsa, velayetin kime (anneye, babaya) bırakılacağı net olarak yazılmalıdır. Son dönem Yargıtay içtihatları ve yasal değişiklikler uyarınca tarafların "ortak velayet" konusunda anlaşmaları da mümkündür.


b. Kişisel İlişki Tesisi: Velayeti almayan ebeveynin çocukla ne zaman, nerede ve hangi sürelerle görüşeceği (hafta sonları, bayramlar, yaz tatilleri) açık ve infaza elverişli (uygulanabilir) şekilde belirtilmelidir. ("Babanın uygun gördüğü zaman" gibi muğlak ifadeler hâkim tarafından reddedilir.)


c. İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası): Müşterek çocuğun bakım, sağlık ve eğitim giderleri için ödenecek olan nafaka miktarıdır.


Kritik Hukuki Bilgi: İştirak nafakası kamu düzenindendir ve çocuğun hakkıdır. Taraflar protokolde "çocuk için nafaka istemiyoruz" şeklinde anlaşsalar dahi, bu feragat çocuğu bağlamaz. Velayeti alan taraf, çocuğun ihtiyacı doğduğunda her zaman yeniden iştirak nafakası davası veya nafaka artırım davası açma hakkına sahiptir.


d. Yoksulluk Nafakası ve Maddi/Manevi Tazminat: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf için yoksulluk nafakası ve tarafların birbirlerinden talep ettikleri maddi veya manevi tazminat miktarları bu bölümde netleştirilmelidir.


Kritik Hukuki Bilgi (İştirak Nafakasının Tersi): Yoksulluk nafakası ve tazminat hakları kamu düzeninden değildir. Eğer bir taraf protokolde "Yoksulluk nafakası veya tazminat talebim yoktur, bu haklarımdan feragat ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuşsa, bu feragat kesindir ve geri dönülemez. Boşanma kesinleştikten sonra bu talepler için asla yeniden dava açılamaz.


3. Protokolde Bulunması Önerilen (İhtiyari) Unsurlar


  • Mal Rejiminin Tasfiyesi (Mal Paylaşımı): Tarafların evlilik birliği içinde edindikleri malların (ev, araba, banka hesapları vb.) nasıl paylaşılacağı konusudur. Kanunen, mal paylaşımının protokole yazılması zorunlu değildir. Taraflar "mal paylaşımına ilişkin dava açma hakkımızı saklı tutuyoruz" diyerek de boşanabilirler.


  • Uzman Görüşü: Mal paylaşımını sonraya bırakmak, anlaşmalı boşanmanın "hız" ve "uzlaşma" avantajını ortadan kaldıran en temel hatadır. Taraflar 1-2 ay içinde boşanıp, hemen ardından yıllarca sürecek çekişmeli bir "mal paylaşımı davası" ile karşı karşıya kalabilirler. Hukuki ve mali açıdan tam bir sonuca ulaşmak için mal paylaşımının da protokole dahil edilmesi şiddetle tavsiye edilir.


Bölüm 3: Anlaşmalı Boşanma Davası Süreci (Adım Adım)



1. Gerekli Belgelerin Hazırlanması


Anlaşmalı boşanma davası açmak için temel olarak şu belgelere ihtiyaç vardır:


  1. Anlaşmalı Boşanma Dava Dilekçesi

  2. Anlaşmalı Boşanma Protokolü (Taraflarca ıslak imzalanmış)

  3. Tarafların Nüfus Cüzdanı (Kimlik) Fotokopileri

  4. (Bazı mahkemelerin isteyebileceği) Evlilik Cüzdanı Fotokopisi


2. Görevli ve Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi


  • Görevli Mahkeme: Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesi'dir.

  • Görev İstisnası: Eğer davanın açılacağı adliyede (ilçede) müstakil bir Aile Mahkemesi kurulmamışsa, bu durumda dava Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılır. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu davaya "Aile Mahkemesi Sıfatıyla" bakar.

  • Yetkili Mahkeme: TMK m. 168'e göre boşanma davası, eşlerden birinin yerleşim yeri (ikametgah adresi) VEYA eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabilir.


3. Duruşma Günü ve Süreç


Dava dilekçesi ve ekleri adliyedeki tevzi bürosuna sunulduktan ve gerekli harçlar ödendikten sonra davanız bir Aile Mahkemesi'ne atanır. Mahkeme, bir "tensip zaptı" hazırlayarak duruşma gününü belirler.


Duruşma günü, taraflar kimlikleriyle birlikte bizzat (ve varsa avukatlarıyla) mahkemede hazır bulunurlar. Hâkim, tarafların kimlik tespitini yapar, boşanma iradelerini ve protokolü kabul beyanlarını sözlü olarak alır ve tutanağa geçirir.


Hâkim protokolü uygun bulursa davanın kabulüne ve tarafların anlaşmalı boşanmasına karar verir. Dava genellikle tek celsede sonuçlanır.


4. Kararın Kesinleştirilmesi (En Önemli Aşama)


Duruşma salonunda hâkimin "boşandınız" demesi, hukuken boşandığınız anlamına gelmez. Bu, en sık yapılan hatalardan biridir. Boşanmanın resmiyet kazanması için kararın "kesinleştirilmesi" gerekir.


  1. Gerekçeli Karar: Hâkim, duruşmadan sonra (genellikle 1 hafta - 1 ay içinde) boşanmanın gerekçelerini ve protokolün onaylanan maddelerini içeren "gerekçeli kararı" yazar.


  2. Tebliğ: Bu karar taraflara (veya avukatlarına) tebliğ edilir.


  3. İstinaftan Feragat: Taraflar, yasal itiraz (istinaf) sürelerini (genellikle 2 hafta) beklemek istemiyorlarsa, adliyeye giderek "istinaf hakkımızdan feragat ediyoruz" şeklinde birer dilekçe sunarlar.


  4. Kesinleşme Şerhi: Bu dilekçeler üzerine mahkeme kalemi, kararın "kesinleştiğine" dair bir şerh düşer.


  5. Nüfusa Bildirim: Karar kesinleştikten sonra, mahkeme kararı Nüfus Müdürlüğü'ne gönderir ve tarafların kimliklerindeki medeni hal hanesi "boşanmış" olarak değiştirilir. Bu aşamaya kadar taraflar, yasal olarak evli görünmeye devam ederler.


Tablo 1: Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Davası Karşılaştırması

Aşağıdaki tablo, iki dava türü arasındaki temel farkları özetlemektedir:

Özellik

Anlaşmalı Boşanma (TMK m. 166/3)

Çekişmeli Boşanma (TMK m. 161 vd.)

Evlilik Süresi Şartı

En az 1 yıl

Süre şartı yok (1 günlük evlilikte dahi açılabilir)

Kusur Araştırması

Yapılmaz. (Kimin hatalı olduğuna bakılmaz)

Yapılır. (Davanın temelidir, kusur ispatlanmalıdır)

Delil Sunma

Gerekmez. (Protokol yeterlidir)

Zorunludur. (Tanık, mesaj, banka kaydı, otel kaydı vb.)

Tarafların Duruşmaya Katılımı

Bizzat Katılım Zorunludur.

Zorunlu değildir. (Avukatlar süreci yürütebilir)

Tahmini Süre

Genellikle 1-4 ay arası

Genellikle 1-3 yıl arası


Bölüm 4: Uzman Görüşü: Protokol Sonrası Yargısal Sorunlar ve Emsal Yargıtay Kararları


Anlaşmalı boşanma, hızlı bir süreç gibi görünse de, hatalı hazırlanan bir protokol, boşanmadan sonra yıllar sürecek yeni davalara ve geri dönülemez hak kayıplarına neden olabilir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları bu riskleri net bir şekilde ortaya koymaktadır.


Konu 1: Protokolün İcra Edilememesi (Yargıtay ve "Eda Hükmü" Sorunu)


  • Senaryo: Taraflar, "Davalı eş, Ankara Çankaya'daki... ada/parselde kayıtlı taşınmazı davacı eşe devredecektir" şeklinde bir protokol imzaladı. Hâkim, duruşmada "protokolün onaylanmasına" karar verdi. Boşanma kesinleşti. Ancak davalı eş, tapuyu devretmeye gitmedi.


  • Hukuki Sorun: Davacı eş, "hâkim tarafından onaylanmış" bu protokole dayanarak İcra Müdürlüğü'ne gitti ve "ilamlı icra" (mahkeme kararının zorla uygulanması) takibi başlattı.


  • Yargıtay 12. Hukuk Dairesi İçtihadı: Yargıtay, bu tür icra takiplerini istikrarlı olarak iptal etmektedir.


  • Gerekçe (Hukuki Analiz): Yargıtay'a göre, hâkimin "protokolün onaylanmasına" şeklinde verdiği karar, bir tespit hükmüdür; yani sadece durumun böyle olduğunu saptar. Bu karar, bir "eda hükmü" (bir şeyin yapılmasına, verilmesine veya devredilmesine dair bir emir) içermez. Tapu sicil müdürü, "onay" kararına bakarak tapu devri yapamaz.


  • Yol Açtığı Ciddi Hukuki Sorun: Bu durumda davacı eşin elindeki "onaylanmış protokol" hukuken icra edilemez bir belgeye dönüşür. Davacı eşin, tapuyu alabilmek için yeniden "Tapu İptal ve Tescile Zorlama Davası" (veya duruma göre mal rejimi davası) açması gerekir. Bu, anlaşmalı boşanmanın tüm avantajını yok eden, yıllar sürecek yeni bir çekişmeli davadır.


  • Hukuki Çözüm: Protokol hazırlanırken, talep ve sonuç kısmı birbiriyle uyumlu olmalıdır. Hâkimden "protokolün onaylanması" değil, "...taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tescil edilmesine" şeklinde, doğrudan infaz edilebilir bir eda hükmü kurulması talep edilmelidir.


Konu 2: Protokoldeki Nafakanın Değiştirilmesi (Uyarlama Davası ve 2023 İçtihadı)


  • Senaryo: Taraflar 2020 yılında aylık 2.000 TL yoksulluk nafakasında anlaştı. Ülkenin ekonomik koşulları ve yüksek enflasyon nedeniyle bu para 2024 yılında değersizleşti. Nafaka alacaklısı, nafakanın artırılması için "uyarlama davası" açtı.


  • Hukuki Sorun: Protokolle belirlenen ve hâkim tarafından onaylanan bir nafaka miktarı, sonradan ne kadar kolay değiştirilebilir?


  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi İçtihadı (Örn: E. 2023/113, K. 2023/3376): Yargıtay, bu tür uyarlama taleplerini çok zor kabul etmektedir. Yüksek Mahkeme, "protokolün onaylandığı tarihle dava tarihi arasında, tarafların öngöremeyeceği ve olağanüstü bir değişiklik olduğunun kanıtlanması" gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay'ın bakış açısına göre, yüksek enflasyon gibi durumlar genellikle "öngörülebilir" ekonomik riskler kapsamında değerlendirilebilmekte ve tek başına uyarlama için yeterli görülmeyebilmektedir.


  • İçgörü: Protokol, tarafların serbest iradesiyle imzalanmış bir sözleşmedir. Tarafların bu riski (enflasyon) bilerek bu miktarı kabul ettiği varsayılır.


  • Hukuki Çözüm: Bu riski bertaraf etmenin tek yolu, protokole mutlaka bir "artış şartı" eklemektir. (Örn: "Nafaka miktarının her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE/TÜFE oranında, herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın, otomatik olarak artırılacağı...").


Konu 3: İştirak Nafakasından (Çocuk) Feragat Edilmesinin Hukuki Sonuçsuzluğu


  • Senaryo: Taraflar, anlaşma gereği, "Müşterek çocuk için taraflar birbirlerinden iştirak nafakası talep etmeyecektir" şeklinde bir madde ekledi ve hâkim de bunu onayladı.


  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu İçtihadı: Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri, bu tür feragatlerin geçersiz olduğunu istikrarlı bir şekilde vurgulamaktadır.


  • Gerekçe: İştirak nafakası, anne veya babanın kendi şahsına ait bir hak değildir; bu hak, çocuğun üstün yararına ait bir haktır. Ebeveynlerin, çocuk adına onun temel haklarından (bakım, eğitim, sağlık) feragat etme yetkisi yoktur.


  • Nihai Sonuç: Protokoldeki bu feragat maddesi, velayeti alan ebeveynin boşanmadan 1 ay sonra dahi, "çocuğun ihtiyaçları değişti/arttı" gerekçesiyle iştirak nafakası davası açmasını engellemez.


Bölüm 5: Anlaşmalı Boşanma Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


1. Anlaşmalı boşanma davası için avukat tutmak zorunlu mu?

Hayır, Türk hukuk sisteminde (ceza davalarının bazı istisnaları dışında) avukat tutma zorunluluğu yoktur. Taraflar, dava dilekçesi ve protokollerini kendileri hazırlayarak süreci yürütebilirler.


2. Avukatsız anlaşmalı boşanma yapmanın riskleri nelerdir?

En büyük risk, bu yazının 4. Bölümünde açıklanan "Eda Hükmü" hatasını yapmaktır. Taraflar, tapu devri, araç devri veya ziynet eşyası alacağı gibi konularda anlaştıklarını düşünürken, hukuken "icra edilemez" bir protokol imzalayabilirler. Bu durum, boşanma sonrası hakları alabilmek için yeni ve masraflı davalar (tescile zorlama davası) açmayı gerektirebilir. Ayrıca, yoksulluk nafakası gibi geri dönülemez haklardan farkında olmadan feragat edilebilir.


3. Evliliğimiz 1 yıldan az sürdü, her konuda anlaştık. Yine de anlaşmalı boşanamaz mıyız?

Hayır, boşanamazsınız. TMK m. 166/3'teki 1 yıl şartı kesindir ve kamu düzenindendir. 1 yıl dolmamışsa, taraflar ne kadar anlaşmış olurlarsa olsunlar, tek seçenek çekişmeli boşanma davası açmaktır.


4. Protokolde yoksulluk nafakası almaktan feragat ettim. Boşandıktan sonra çok zor duruma düştüm. Tekrar isteyebilir miyim?

Hayır, isteyemezsiniz. Yoksulluk nafakası ve maddi/manevi tazminattan feragat kesindir ve geri dönülemez. Boşanma kararı kesinleştikten sonra bu taleplerle yeni bir dava açma hakkınız bulunmamaktadır.


5. Protokolde çocuk nafakasından (iştirak) feragat ettik, bu da mı kesin?

Hayır, bu kesin değildir. Bu feragat hukuken geçersiz sayılır. İştirak nafakası çocuğun hakkıdır. Çocuğun ihtiyaçları doğduğunda (örn: okula başlaması, sağlık masrafı çıkması), velayeti elinde bulunduran taraf her zaman iştirak nafakası davası açabilir.


6. Anlaşmalı boşanma duruşmasında hâkim ne sorar? Bize özel sorular sorar mı?

Hâkim, "neden boşanıyorsunuz", "eşiniz sizi aldattı mı", "sorun neydi" gibi çekişmeli dava soruları sormaz. Hâkimin görevi, kusur araştırmak değil, iradeyi denetlemektir. Size soracağı temel sorular şunlardır: "Adınız/Soyadınız?", "Protokolü okudunuz mu, anladınız mı?", "Tüm maddeleri kabul ediyor musunuz?", "Bu protokolü ve boşanma kararınızı özgür iradenizle mi verdiniz, herhangi bir baskı altında mısınız?".


7. Anlaşmalı boşanma davası toplam ne kadar sürer?

Bu, davanın açıldığı adliyenin (mahkemenin) yoğunluğuna bağlıdır. Dava açıldıktan sonra duruşma günü genellikle 1-2 ay sonrasına verilir. Duruşma tek celsede biter. Gerekçeli kararın yazılması ve tarafların istinaftan feragat ederek kararı kesinleştirmesi ile birlikte, ideal bir süreçte toplam 1 ila 4 ay arasında boşanma hukuken tamamlanmış olur.


8. Eşim duruşma gününde mahkemeye gelmezse ne olur?

Anlaşmalı boşanma düşer. Çünkü Bölüm 1'de açıklanan "hâkimin tarafları bizzat dinlemesi" şartı ihlal edilmiş olur. Bu durumda, eğer davacı taraf davaya çekişmeli olarak devam etmek isterse, mahkeme davayı çekişmeli boşanma davasına dönüştürür ve delil/tanık listelerini sunmasını ister.


9. Bulunduğum ilçede Aile Mahkemesi yok. Davayı nerede açmalıyım?

Boşanma davalarında esas görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Ancak, Aile Mahkemesi'nin kurulmadığı (daha küçük) ilçelerde, boşanma davaları Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılır. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu davaya "Aile Mahkemesi Sıfatıyla" bakar.


10. Protokolü imzaladık, duruşmada 'kabul' dedik ama eşim kararı kesinleştirmeye yanaşmıyor. Boşanmış sayılır mıyım?

Hayır, boşanmış sayılmazsınız. Karar kesinleşmeden hukuken evli sayılırsınız. Bu, Yargıtay'ın "karar kesinleşene kadar protokolden dönülebilir" içtihadının bir yansıması olabilir. Eşinizin protokolden dönme (vazgeçme) riski bulunmaktadır. Bu durumda davanın çekişmeliye dönmesi gündeme gelebilir.


Bölüm 6: Örnek Anlaşmalı Boşanma Protokolü


Yasal Uyarı (Örnek Metin): Aşağıda sunulan protokol metni, yalnızca bilgilendirme ve örnek amacıyla hazırlanmış bir taslaktır. Hukuki danışmanlık yerine geçmez. Her boşanma davasının koşulları ve somut olayın özellikleri farklıdır. Bu metnin, profesyonel bir hukuki danışmanlık alınmadan ve somut durumunuza uyarlanmadan kullanılması, hak kayıplarına yol açabilir. Protokolünüzü hazırlarken mutlaka bir avukattan hukuki yardım alınız.


ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ

TARAFLAR:

  1. DAVACI:, (T.C. Kimlik No: [No]), Adres: [Adres]

  2. DAVALI:, (T.C. Kimlik No: [No]), Adres: [Adres]

KONU: Tarafların, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin 3. fıkrası uyarınca boşanmanın tüm hukuki ve mali sonuçları üzerinde tam bir mutabakata vardıklarını gösterir işbu protokolün, Aile Mahkemesi'ne sunulmasıdır.

HÜKÜMLER:

1. BOŞANMA İRADESİ: Her iki taraf da, aralarındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanmayı gayri kabili rücu (geri dönülemez) şekilde kabul ve beyan ederler.

2. MÜŞTEREK ÇOCUĞUN VELAYETİ:

  • Tarafların müşterek çocuğu olan doğumlu, (T.C. Kimlik No: [No])'nın velayeti, tarafların ortak mutabakatı ile davacı anneye / davalı babaya bırakılacaktır.

  • (Alternatif:...velayetin TMK m. 336 uyarınca ortak velayet hükümleri çerçevesinde taraflarca birlikte kullanılmasına...)

3. KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİ:

  • Velayeti kendisine bırakılmayan taraf (davalı baba / davacı anne) ile müşterek çocuk arasında aşağıdaki şekilde şahsi münasebet tesis edilecektir:

    a. Her ayın 1. ve 3. hafta sonu, Cumartesi günü saat 09:00'dan Pazar günü saat 18:00'e kadar,

    b. Dini bayramların (Ramazan ve Kurban) 2. günü saat 09:00'dan 3. günü saat 18:00'e kadar,

    c. Her yıl 1 Temmuz saat 09:00 ile 31 Temmuz saat 18:00 arasında (yaz tatili),

    d. Okulların ara (yarıyıl) tatilinin ilk haftası (Pazartesi 09:00 - Pazar 18:00 arası),

    e. Babalar Günü/Anneler Günü'nde...

    (Uzman Notu: İnfazda sorun yaşamamak için teslim saatleri ve yerleri net belirtilmelidir. "Babanın uygun gördüğü zaman" gibi muğlak ifadeler geçersizdir.)

4. İŞTİRAK NAFAKASI (Çocuk Nafakası):

  • Davalı baba / davacı anne, müşterek çocuğun bakım, sağlık ve eğitim giderlerine katkı olarak, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere, her ayın 1. günü [Miktar] TL iştirak nafakasını davacı anne / davalı baba'nın no'lu hesabına ödeyecektir.

  • İşbu nafaka miktarı, her yılın Ocak ayında, TÜİK tarafından açıklanan son 12 aylık TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) oranında, herhangi bir mahkeme kararına veya ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden artırılarak ödenecektir.

    (Uzman Notu: Bu maddeden feragat edilse dahi, çocuğun sonradan dava açma hakkı saklıdır.)

5. YOKSULLUK NAFAKASI:

  • (Seçenek 1 - Nafaka Ödenmesi): Davalı taraf, davacı tarafa, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması sebebiyle, kararın kesinleşmesinden itibaren [Miktar] TL süresiz / ...tarihine kadar süreli yoksulluk nafakası ödeyecektir. Bu nafaka da 4. maddedeki gibi TÜFE oranında artırılacaktır.

  • (Seçenek 2 - Feragat): Taraflar, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceklerini beyan eder, bu nedenle birbirlerinden karşılıklı olarak ve ileride dava açma hakkından da feragat ederek yoksulluk nafakası talep etmemektedirler.

    (Uzman Notu: Bu haktan feragat edilmesi kesindir, geri dönüşü yoktur.)

6. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT:

  • (Seçenek 1 - Tazminat Ödenmesi): Davalı taraf, davacı tarafa [Miktar] TL maddi tazminat ve [Miktar] TL manevi tazminatı, boşanma kararının kesinleşmesini takip eden 10 gün içinde nakden ve defaten ödeyecektir.

  • (Seçenek 2 - Feragat): Taraflar, boşanma nedeniyle uğradıkları/uğrayacakları maddi ve manevi zararlar için birbirlerinden karşılıklı olarak tazminat talebinde bulunmamakta ve bu haklarından feragat etmektedirler.

7. MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE EDİNİLMİŞ MALLAR:

(KRİTİK UZMAN ÖRNEĞİ - "Eda Hükmü" İçeren Madde):

  • Taraflar, evlilik birliği içinde edinilen [Adres] adresindeki, [Ada/Parsel] no'da kayıtlı "aile konutu" vasfındaki taşınmazın tam hissesinin davacı kadına ait olacağı hususunda anlaşmışlardır. Bu nedenle, işbu protokolün mahkemece onaylanması ve boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın, tapu sicilinde davalı koca adına olan kaydın iptali ile davacı kadın adına tescil edilmesine karar verilmesini talep ederler.

  • Davalı koca adına kayıtlı [Plaka] plakalı... marka aracın davacı kadına devredilmesine...

  • (İbra Maddesi): Taraflar, yukarıda belirtilen taşınmaz ve araç devirleri dışında, evlilik birliği içinde edinilen diğer tüm menkul (ev eşyaları, banka hesapları vb.) ve gayrimenkul mallar ile ziynet eşyaları konusunda anlaştıklarını, birbirlerini tam ve eksiksiz olarak ibra ettiklerini, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı başkaca hiçbir alacak taleplerinin olmadığını ve bu haklardan feragat ettiklerini kabul ederler.

8. DİĞER HÜKÜMLER:

  • Taraflar, işbu davada yaptıkları mahkeme masrafları ve olası vekalet ücreti taleplerinden karşılıklı olarak feragat ederler.

  • Taraflar, işbu protokolü tarihinde, hiçbir baskı, hile veya tehdit altında kalmaksızın, serbest iradeleriyle okuyup anlamış ve üç nüsha olarak (biri mahkemeye, birer nüsha taraflara) imzalamışlardır.

Davacı (İmza) Davalı (İmza)



Bölüm 7: Örnek Anlaşmalı Boşanma Dava Dilekçesi


Yasal Uyarı (Örnek Metin): Bu dava dilekçesi taslağı, bilgilendirme amaçlı genel bir örnektir. Hukuki danışmanlık yerine geçmez. Her davanın kendine özgü koşulları vardır. Dilekçedeki eksiklikler veya hatalar, davanızın usulden reddedilmesine veya uzamasına neden olabilir. Dava açmadan önce mutlaka bir avukata danışmanız tavsiye edilir.


..... AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ'NE

(Bulunmuyorsa:... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE (Aile Mahkemesi Sıfatıyla))

DAVACI: ...............(T.C. Kimlik No: [No])

Adres: [Adres]

DAVALI: ...........(T.C. Kimlik No: [No])

Adres: [Adres]

DAVA KONUSU:

4721 Sayılı TMK m. 166/3 uyarınca, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesi ve dilekçe ekinde sunulan protokolün onaylanması talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR


  1. Taraflar, tarihinde evlenmiş olup, bu evlilikleri nüfus kayıtlarına tescil edilmiştir.

  2. İşbu evlilikten doğumlu isimli müşterek bir çocukları bulunmaktadır. (Çocuk yoksa "müşterek çocukları bulunmamaktadır" şeklinde belirtilir).

  3. Tarafların evlilik birliği, davanın açıldığı tarih itibarıyla 1 yıldan fazla sürmüştür.

  4. Taraflar arasında zamanla ortaya çıkan şiddetli geçimsizlik, evlilik birliğini temelinden sarsmış ve ortak hayatın devamı kendilerinden beklenemez hale gelmiştir. Taraflar, medeni bir şekilde yollarını ayırma kararı almıştır.

  5. Müvekkiller, boşanmanın hukuki ve mali sonuçları ile (varsa) müşterek çocuğun velayeti konusunda tam bir mutabakata varmışlardır. Bu mutabakatı içeren, tarihli ve her iki tarafın da ıslak imzasını taşıyan "Anlaşmalı Boşanma Protokolü" dilekçemiz ekinde (EK-1) Sayın Mahkemeye sunulmuştur.

  6. Taraflar, duruşmada bizzat hazır bulunarak boşanma iradelerini ve protokolü kabul ettiklerini sözlü olarak da beyan edeceklerdir.

HUKUKİ SEBEPLER:

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 166/3 ve ilgili tüm yasal mevzuat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu.

HUKUKİ DELİLLER:

  1. Nüfus Aile Kayıt Tablosu (Mahkemece celbi talep olunur).

  2. EK-1: tarihli, ıslak imzalı Anlaşmalı Boşanma Protokolü.

  3. Tarafların duruşmadaki bizzat ve serbest iradelerini yansıtan beyanları (Anlaşmalı boşanmada esas delildir).

SONUÇ VE TALEP:

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ve Sayın Mahkemenizce re'sen (kendiliğinden) gözetilecek hususlar ışığında;

  1. Davamızın KABULÜNE,

  2. Tarafların TMK m. 166/3 uyarınca ANLAŞMALI OLARAK BOŞANMALARINA,

  3. Ekte sunulan (EK-1) tarihli Anlaşmalı Boşanma Protokolü'nün aynen ONAYLANARAK kararın hüküm fıkrasına geçirilmesine,

Karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.

Davacı (İmza)

Ekler:

EK-1: tarihli Anlaşmalı Boşanma Protokolü

EK-2: Nüfus Cüzdanı Fotokopisi


Yasal Uyarı: Bu web sitesinde yer alan bilgiler, yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Bu sitedeki bilgilerin kullanımı, hiçbir şekilde avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. İçerikte yer alan bilgilere dayanarak hareket etmeden önce, özel hukuki durumunuzla ilgili olarak mutlaka bu alanda çalışan bir avukata danışmanız tavsiye edilir.


Yorumlar


bottom of page