top of page

TCK Madde 5: Özel Ceza Kanunları ile İlişkisi

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Mete ŞAHİN
    Av. Mete ŞAHİN
  • 9 Kas
  • 9 dakikada okunur
Ankara Yargıtay binası, TCK Madde 5 ve özel kanunlar hakkındaki Yargıtay kararları - Avukat Mete ŞAHİN, Yenimahalle

Ceza hukuku, toplum düzenini koruyan ve birey haklarını güvence altına alan kurallar bütünüdür. Bu bütünün merkezinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) yer alır. Ancak ceza normları yalnızca TCK ile sınırlı değildir; Vergi Usul Kanunu’ndan İcra İflas Kanunu’na, Çek Kanunu’ndan İmar Kanunu’na kadar pek çok özel kanun da suç tanımları ve cezai yaptırımlar içerir. Peki, bu kadar dağınık bir yapı içinde ceza adaletinin bütünlüğü ve öngörülebilirliği nasıl sağlanacaktır?


Bu sorunun cevabı, Türk Ceza Kanunu'nun 5. maddesinde gizlidir. TCK Madde 5, tek bir cümleden oluşmasına rağmen, ceza hukukumuzun "omurgası" niteliğindedir:


Özel kanunlarla ilişki

Madde 5- (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.


Bu hüküm, basit bir teknik düzenleme değil, hukuk devleti ilkesinin ve kanun önünde eşitliğin felsefi bir tercihidir. Bu makalede, TCK Madde 5’in ne anlama geldiğini, "genel hükümler" kavramının neleri kapsadığını ve bu maddenin özel kanunlardaki suç tiplerini (vergi suçları, çek suçları, imar suçları vb.) nasıl kökten etkilediğini, güncel Yargıtay kararları ışığında kapsamlı bir şekilde analiz edeceğiz.


TCK Madde 5'in Gerekçesi: Neden Tek Bir "Genel Hüküm" Setine İhtiyaç Var?


TCK Madde 5’in kanun metnine eklenmesinin temel bir amacı vardır: Hukuki kaosu önlemek. Kanun koyucu, maddenin gerekçesinde bu ihtiyacı net bir şekilde açıklamıştır.


Geçmişte, özel ceza kanunları veya ceza içeren diğer kanunlar, kendi alanlarının teknik ihtiyaçlarına odaklanırken, ceza hukukunun temel prensiplerini göz ardı edebiliyordu. Örneğin bir kanun, TCK’nın genel "teşebbüs" veya "iştirak" kurallarından farklı, onlarla çelişen düzenlemeler getirebiliyordu. Bu durum, ceza adaletinde ikili bir yapı yaratıyor, aynı fiile farklı kanunlarda farklı hukuki sonuçlar bağlanmasına neden oluyordu.


Madde gerekçesine göre TCK 5’in varlık nedeni tam olarak budur:


  1. Çelişkilerin Önlenmesi: Özel kanunların, TCK'da benimsenen genel ilkelerle (teşebbüs, iştirak, içtima gibi) çelişen hükümler getirmesinin önüne geçmek.

  2. Temel İlkelerin Dolanılmasını Engellemek: TCK'daki genel kurallara aykırı uygulamaların ve ceza hukukunun temel prensiplerinin "dolanılmasının" önüne geçmek.

  3. Hukuk Güvenliği ve Birlik Sağlama: Hukuk uygulamasında birliği ve hukuk güvenliğini temin etmek.


Gerekçe, bu durumun "hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine aykırılık" oluşturacağını net bir şekilde ifade etmektedir.


Esasen TCK Madde 5, kanun yapma tekniğine de bir talimat niteliğindedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve diğer kurumlara şu mesajı verir: "Gelecekte bir kanuna ceza hükmü koyacaksanız, sadece suçun tanımını (fiil) ve yaptırımını (ceza) belirlemeniz yeterlidir. 'Bu suça teşebbüs edilirse ne olur?', 'Üç kişi birlikte işlerse (iştirak) ne olur?' veya 'Haksız tahrik altında işlenirse ne olur?' diye düşünmenize gerek yok. Bu soruların tüm cevapları TCK Genel Hükümler'de zaten mevcut. TCK 5, bu cevapları sizin yeni kanununuza otomatik olarak entegre edecektir."


Bu yaklaşım, normlar çatışmasını önleyen ve yasal sistemi efektif kılan modern bir kodifikasyon anlayışının ürünüdür.


"Genel Hükümler" Nelerdir ve Kapsamı Nedir?


TCK Madde 5’in atıf yaptığı "genel hükümler", 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Birinci Kitap" başlığı altında (Madde 1 ila 75) düzenlenen temel prensiplerin tamamıdır. Bu hükümler, ceza hukukunun "işletim sistemi" gibidir ve TCK 5 sayesinde, özel kanunlardaki tüm suçlar için de bu işletim sistemi zorunlu hale gelir.


Bu evrensel kurallardan en önemlileri şunlardır:


  • Kanunilik İlkesi (TCK 2): Bir fiilin kanunda açıkça suç olarak tanımlanmaması halinde cezalandırılamayacağı ilkesi.

  • Zaman Bakımından Uygulama (TCK 7): Suçtan sonra yürürlüğe giren kanunun, failin lehine olması halinde uygulanması (Lehe Kanun İlkesi).

  • Ceza Sorumluluğunun Esasları: Sorumluluğun şahsi olması (kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulamaması) (TCK 20) , kast ve taksirin tanımı.

  • Hukuka Uygunluk Nedenleri: Fiili hukuka uygun hale getiren durumlar. Örneğin, meşru savunma (TCK 25) veya kanun hükmünü yerine getirme.

  • Kusurluluğu Etkileyen Haller: Failin kusurunu azaltan veya ortadan kaldıran durumlar. Örneğin, haksız tahrik (TCK 29)  veya yaş küçüklüğü.

  • Suça Teşebbüs (TCK 35): Suçun icra hareketlerine başlanıp elde olmayan nedenlerle tamamlanamaması hali.

  • Suça İştirak (TCK 37-41): Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi (faillik, azmettirme, yardım etme).

  • Suçların İçtimaı (TCK 42-44): Bir fiille birden fazla suçun veya birden fazla fiille aynı suçun işlenmesi (fikri içtima, zincirleme suç).

  • Dava ve Cezanın Düşmesi: Zamanaşımı (TCK 66), af veya şikayetten vazgeçme gibi nedenlerle davanın veya cezanın düşmesi.


Doktrin ve Yargıtay Kararlarında TCK 5'in Pratik Uygulamaları


TCK Madde 5, teoride kalan bir kural değildir. Yargıtay Ceza Daireleri ve Ceza Genel Kurulu'nun her gün baktığı dosyalarda, sanıkların beraatini, ceza indirimini veya tahliyesini sağlayan dinamik bir hükümdür. TCK 5'in bu "çatı kural" rolünü, dört farklı ve somut senaryo üzerinden incelemek, maddenin önemini daha net ortaya koyacaktır.


Örnek 1: Çek Kanunu ve "Lehe Kanun" (TCK 7) İlkesi


Senaryo: Eski 3167 sayılı Çek Kanunu yürürlükteyken, "vadeli" (ileri tarihli) bir çeki, üzerinde yazan tarihten önce bankaya ibraz edip "karşılıksız" işlemi yaptıranlar hapis cezası alabiliyordu. Daha sonra 5941 sayılı yeni Çek Kanunu yürürlüğe girdi ve bu fiili suç olmaktan çıkardı veya en azından hapis cezasını kaldırdı.

Hukuki Sorun: Eski kanuna göre yargılanan veya cezaevinde hapis yatan kişilerin hukuki durumu ne olacaktı?

TCK 5'in Rolü (Köprü): TCK 5, bu noktada bir köprü görevi görür ve "Çek Kanunu'ndaki suça TCK Genel Hükümleri uygulanır" der.

Genel Hükmün Uygulanışı: TCK'nın genel hükümlerinden biri olan Madde 7 (Zaman Bakımından Uygulama) ise şunu emreder: "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."

Yargıtay İçtihadı: Yargıtay 10. Ceza Dairesi, bu iki hükmü (TCK 5 ve TCK 7) birlikte kullanarak tarihi kararlara imza atmıştır. Daire, 5941 sayılı yeni kanunun "lehe kanun" olduğuna, bu nedenle TCK 7 gereği sanığın hukuksal durumunun yeniden değerlendirilmesine, eski kanundan verilen mahkumiyetlerin infazının durdurulmasına ve sanığın (başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse) derhal serbest bırakılmasına hükmetmiştir.


Bu örnekte TCK 5, cezaevindeki bir kişinin özgürlüğüne kavuşmasının doğrudan hukuki dayanağı olmuştur.


Örnek 2: Vergi Suçları (VUK) ve "Dava Zamanaşımı" (TCK 66) İlkesi


Senaryo: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK), kendi içinde cezai hükümler barındırır. VUK Madde 359, "sahte fatura düzenlemek" veya "muhasebe hilesi yapmak" gibi fiilleri suç olarak tanımlar ve hapis cezası öngörür. Öte yandan, VUK'un kendi içinde (Madde 374) "vergi cezalarında" zamanaşımını düzenleyen hükümleri de vardır.

Hukuki Sorun: VUK Madde 359'da tanımlanan (hapis cezası gerektiren) suçlar için, VUK'un kendi idari zamanaşımı hükümleri mi (VUK 374), yoksa TCK'nın genel dava zamanaşımı hükümleri mi (TCK 66) uygulanacaktır?

TCK 5'in Rolü (Ayrıştırıcı): TCK 5, burada idari hukuk ile ceza hukukunun sınırlarını net bir şekilde çizer. Yargıtay'a göre, VUK Madde 374'teki zamanaşımı süreleri, idari nitelikteki yaptırımlar olan "vergi ziyaı cezası" veya "usulsüzlük cezası" içindir.

Genel Hükmün Uygulanışı: Ancak VUK Madde 359, hürriyeti bağlayıcı bir ceza (hapis) öngördüğü için, bu fiil artık idari bir yaptırım değil, bir adli suçtur. Bir fiil "suç" olarak nitelendirildiği an, TCK 5 devreye girer ve onu TCK'nın "Genel Hükümler"ine, yani TCK 66'daki "dava zamanaşımı" kurallarına tabi kılar.

Yargıtay İçtihadı: Yargıtay, istikrarlı içtihatlarında, VUK 359'da tanımlanan vergi kaçakçılığı suçları için TCK 5 uyarınca TCK'nın genel dava zamanaşımı hükümlerinin (TCK 66) uygulanması gerektiğine karar vermektedir. Bu süre de, suçun niteliğine göre (genellikle) 8 yıldır. TCK 5 olmasaydı, idari hukuk ve ceza hukuku zamanaşımı kurallarının iç içe geçmesi riski doğacaktı.


Örnek 3: "Özgü Suçlar" (Zimmet vb.) ve "İştirak" (TCK 40) İlkesi


Senaryo: Ceza hukukunda "özgü suç" (mahsus suç) olarak adlandırılan suçlar, kanuni tanım gereği ancak belirli bir sıfata veya niteliğe sahip kişiler (örneğin "kamu görevlisi") tarafından işlenebilen suçlardır. Zimmet (TCK 247) veya Rüşvet (TCK 252) bu suçların en tipik örnekleridir.

Hukuki Sorun: Bir kamu görevlisinin zimmet suçunu işlediğini düşünelim. Bu suça, kamu görevlisi olmayan bir sivil vatandaş (örneğin bir muhasebeci) yardım ederse ne olacaktır? Bu sivil kişi, "Zimmet suçunun faili ancak kamu görevlisi olabilir. Bende bu 'özel faillik niteliği' yok, dolayısıyla bu suçtan sorumlu tutulamam" diyerek cezadan kurtulabilir mi?

TCK 5'in Rolü (Genişletici): TCK 5, bu özel kanun (veya TCK özel hükümler) suçuna derhal TCK'nın "Genel Hükümler" kısmındaki "İştirak" kurallarını (TCK 37-41) entegre eder.

Genel Hükmün Uygulanışı: TCK Madde 40 (Bağlılık Kuralı), bu sorunu çözmek için özel olarak kaleme alınmıştır. TCK 40/2 hükmü, özgü suçlara iştiraki açıkça düzenler. Buna göre, suçun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin (sivil vatandaş), "özel faillik niteliğini" taşımamaları halinde fail olarak değil, ancak fiillerine göre azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulacakları belirtilmiştir.

Yargıtay İçtihadı: Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili daireler, gerek TCK içindeki özgü suçlarda gerekse özel kanunlardaki (örn. Vergi Kaçakçılığı veya Örgütlü Suçlar) özgü suç niteliğindeki fiillerde, TCK 5 ve TCK 40'ı birlikte kullanarak, "özel faillik niteliği" taşımayan suç ortaklarının "yardım eden" veya "azmettiren" sıfatıyla cezalandırılmasına hükmetmektedir. TCK 5, bu yolla, "özel faillik" niteliğinin bir "cezasızlık kalkanı" olarak kullanılmasını engeller.


Örnek 4: İmar Kirliliği (TCK 184) ve "Özel Etkin Pişmanlık" vs. "Genel Hüküm" (HAGB)


Bu son örnek, TCK 5’in "Genel hüküm her zaman özel hükmü ezer" gibi basit bir mantıkla çalışmadığını, sistemin daha incelikli bir "lehe kanun" (TCK 7) prensibi üzerine kurulu olduğunu göstermesi bakımından kritiktir.

Senaryo: TCK Madde 184, "imar kirliliğine neden olma" suçunu tanımlar. Ancak, aynı maddenin 5. fıkrası (TCK 184/5), bu suça özel bir etkin pişmanlık hükmü getirmiştir: Eğer fail, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirirse, hakkında kamu davası açılmaz, açılmışsa düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

Hukuki Sorun (Tersine Çatışma): TCK'nın "genel hükümlerinden" biri de Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) düzenlenen "Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması"dır (HAGB). Bir mahkeme, sanığa HAGB kararı verirken, "TCK 184/5'i (yani binayı yıkmayı veya ruhsata uygun hale getirmeyi)" HAGB'nin bir koşulu olarak öne sürebilir mi?

TCK 5'in Rolü (İlke Yarışması): TCK 5, burada TCK’nın Genel Hükmü olan HAGB kurumu ile yine TCK’nın Özel Hükmü olan TCK 184/5’i yarıştırır. Hangi kural uygulanacaktır?

Genel Hükmün Uygulanışı (TCK 7): Cevabı yine başka bir genel hüküm olan TCK 7 (Lehe Kanun İlkesi) verir. Hangi düzenleme sanık lehinedir?

  • HAGB (Genel Hüküm): Cezayı 5 yıl süreyle askıya alır, denetim süresi sonunda dava düşer ancak sicile özel bir kaydı işlenir.

  • TCK 184/5 (Özel Hüküm): Cezayı ve suçu derhal ve bütün sonuçlarıyla (sicil kaydı dahil) ortadan kaldırır.

Yargıtay İçtihadı: Yargıtay Ceza Genel Kurulu (örneğin 2015/520 K. sayılı kararı), TCK 184/5'teki özel etkin pişmanlık hükmünün, HAGB'den daha lehe ve daha özel bir düzenleme olduğuna hükmetmiştir. Bu nedenle, mahkemenin sanığa öncelikle TCK 184/5'ten yararlanma hakkı (yani binayı uygun hale getirme fırsatı) vermesi gerekirken, bu daha lehe olan özel hakkı, daha az lehe olan HAGB'nin bir "koşulu" haline getirmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

Bu örnek, TCK 5’in ceza hukukunu tek tipleştiren kaba bir araç olmadığını, aksine farklı normlar arasındaki ilişkiyi "failin lehine olma" prensibi çerçevesinde yöneten sofistike bir sistemin kapısını açtığını göstermektedir.


Avukat Mete ŞAHİN'in Değerlendirmesi: TCK 5 Neden Hukuk Devletinin Güvencesidir?


Türk Ceza Kanunu Madde 5, ceza normlarının dağınık yapısını bir araya getiren bir "hukuki çimento" işlevi görmektedir. Bu madde, sadece teknik bir "ilişki" maddesi olmanın çok ötesinde, adaletin öngörülebilirliğinin ve Anayasal "kanun önünde eşitlik" ilkesinin temel güvencelerinden biridir.


TCK 5 sayesinde, bir vatandaşın vergi kaçakçılığı suçundan yargılanırken yararlandığı "zamanaşımı" kuralı ile bir başka kanundan (örneğin Bankacılık Kanunu) yargılanan vatandaşın yararlandığı "zamanaşımı" kuralı aynı olmaktadır. Bu, keyfiliğin ve hukuki belirsizliğin önüne geçer.


Ceza hukuku, görüldüğü üzere, birbiriyle karmaşık ilişkiler içinde olan genel ve özel hükümlerden oluşan son derece teknik bir alandır. Özellikle Ankara gibi, idari ve adli kurumların (Yargıtay, Danıştay, Bakanlıklar, düzenleyici kurullar) merkezinde yer alan bir şehirde avukatlık faaliyeti yürütürken, Vergi Usul Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu ve Çek Kanunu gibi özel kanunların, TCK'nın genel hükümleriyle kesiştiği teknik ceza davalarıyla sıkça karşılaşılmaktadır.


TCK Madde 5, bu karmaşık davalarda hem savunma makamı (avukatlar) hem de iddia makamı (savcılık) ve mahkemeler için bir pusula görevi görmektedir. Bu pusulanın doğru okunması, adil bir yargılamanın sağlanmasının ve geri dönülmez hak kayıplarının önlenmesinin temel şartıdır.


TCK Madde 5 ve Özel Kanunlar Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


Soru 1: TCK Madde 5 tam olarak ne işe yarar?

Cevap: TCK Madde 5; Vergi Kanunu, Çek Kanunu, İcra İflas Kanunu gibi ceza yaptırımı içeren tüm özel kanunlardaki suçlar için, TCK'daki "genel kuralların" da geçerli olmasını sağlar. Örneğin, özel bir kanundaki suç için de TCK'daki "haksız tahrik" indirimi, "meşru savunma", "zamanaşımı" veya "iştirak" kuralları (şartları varsa) uygulanır. Temel amacı hukukta birliği ve öngörülebilirliği sağlamaktır.1


Soru 2: Özel kanun (örn. İcra İflas Kanunu) TCK'dan farklı bir kural içeriyorsa hangisi uygulanır?

Cevap: Eğer özel kanundaki kural, TCK'nın genel bir kuralıyla (örneğin iştirak veya teşebbüs) çelişiyorsa, TCK 5 uyarınca TCK'nın genel hükmü uygulanır. Kanun koyucunun amacı, özel kanunların TCK'nın temel ilkelerini dolanmasını engellemektir. Ancak, TCK 184 (İmar Kirliliği) örneğinde görüldüğü gibi 22, eğer özel kanundaki (veya TCK özel hükmündeki) kural, sanık lehine daha özel ve daha avantajlı bir düzenleme (etkin pişmanlık gibi) getiriyorsa, bu durumda o özel ve lehe olan hüküm uygulanır.


Soru 3: Vergi kaçakçılığı (VUK) suçunda haksız tahrik (TCK 29) indirimi uygulanabilir mi?

Cevap: Evet, teorik olarak uygulanabilir. TCK 5 uyarınca, TCK 29'daki "Haksız Tahrik" bir genel hükümdür 12 ve VUK'taki suçlar hakkında da (şartları somut olayda oluşmuşsa) uygulanır. Örneğin, bir vergi incelemesi sırasında mükellefin, vergi müfettişinin ağır ve haksız hakaretleri ve tahrikleri sonucu bir suç (örn. görevi yaptırmamak için direnme veya hakaret) işlemesi durumunda bu indirim gündeme gelebilir.


Soru 4: TCK 5 olmasaydı ne olurdu?

Cevap: Hukuki bir kaos yaşanırdı. Her kanun kendi zamanaşımı kuralını, kendi teşebbüs tanımını veya kendi iştirak kurallarını getirebilirdi. Bu durum, aynı fiile farklı mahkemelerin farklı sonuçlar uygulamasına, öngörülemezliğe, adaletsizliğe ve ceza hukukunun temel ilkelerinin dolanılmasına yol açardı.


Soru 5: Ceza hukukuyla ilgili bir sorunum var, Ankara'da avukat arıyorum, ne yapmalıyım?

Cevap: Ceza hukuku, TCK Madde 5 örneğinde de görüldüğü gibi, son derece teknik, karmaşık ve sürekli güncellenen içtihatlara dayalı bir alandır. Bir suç iddiasıyla veya ceza davasıyla karşı karşıyaysanız, hak kaybı yaşamamak için mutlaka bir ceza avukatından profesyonel hukuki destek almalısınız.


Yasal Uyarı: Bu web sitesinde yer alan bilgiler, yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Bu sitedeki bilgilerin kullanımı, hiçbir şekilde avukat-müvekkil ilişkisi oluşturmaz. İçerikte yer alan bilgilere dayanarak hareket etmeden önce, özel hukuki durumunuzla ilgili olarak mutlaka bu alanda çalışan bir avukata danışmanız tavsiye edilir.



Yorumlar


bottom of page